Ana içeriğe atla

Sağlam Karakterde Bir Çocuk Yetiştirmek

Çocuk yetiştirmek zor zanaat. Buna bir de hayatın amansız telaşı eklenince birde bakmışız ki o minicik bebek koca adam, kocaman bir hanımefendi olmuş. Bu telaşta çocuk yetiştirmenin de en kolay arar oluyor anne-babalar haklı olarak.

Geçtiğimiz günlerde bir çocuğumun velisi "Öğretmenim düzgün bir karaktere sahip bir birey yetiştirmek istiyorum"  dedi. Bunun için ne yapmalıyız diye düşünmeye başladık. Aradan bir kaç gün geçti. Araştırmalarımda hepsinde "şunu yapın, bunu yapın" diyordu. Peki ama yaptıklarımız yetecek miydi? Neler yapmamamız gerektiği önemli değil miydi?



Çocuk eğitiminde yaptıklarımız kadar yapmadıklarımız da önemlidir aslında.

Çalışkan, kendini bilen, dirençli, sağlam karakterli ve merhametli bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız, aman sakın şu 3 şeyi yapmayınız!



  1. Üzerine titremek
  2. Her yaptığına aferin demek
  3. Gerçeklerle arasına mesafe koymak
ÇOCUĞUN ÜZERİNE TİTREMEYİN
Kimse çocuğunun zorlandığını, üzüldüğünü görmek istemez. Çocuğun hayatını kolaylaştırmak için, neredeyse elimizde olmadan olağan akışa müdahale eder, koşulları yeniden düzenlemeye yelteniriz. Ancak şu da bir gerçek ki, ana baba ne yaparsa yapsın çocuk eninde sonunda zorlanır ve üzülür, çünkü hayat herkes için zordur.

Şöyle bir çocuk düşünün:
  • Ağaca tırmanacak ama dallar çok sıkışık. Hop! Hemen ağaç budanıyor, 2-3 kaba dal bırakılıyor.
  • Basketbol oynamak istiyor ama takıma almıyorlar. Hop! Hemen beden eğitimi öğretmeni ile görüşülüyor, çeşitli yollar deneniyor hatta hoca tehdit ediliyor.
  • Notları düşmeye başladı. Hop! Hemen daha rahat bir okula geçiriliyor.
Bahsettiğimiz hayatı kolaylaştırılmış bir çocuk mu, yoksa hayatı öğrenememiş bir çocuk mu? Ne dersiniz?
Çocuğu zorlanmasın diye koşulları değiştirmeye yeltenen velilerin çocuğa ne kadar zarar verdiğini hatırlatması için işe yarar bir söz:"Zahmet olmadan rahmet olmaz." Zira zorlanmadıkça gelişme de meydana gelmez. Akılda tutmak gerekir ki, daha zor derslerle, daha zor öğretmenlerle, daha zor yarışlara girerek, daha zor sınavlardan geçerek yetişmeyen çocuklar, hayata geriden başlayacaktır. İleride patronu “zorlandığı için” iş yükünü hafifletecek mi, örneğin?
Çocuğunuzun kendi becerilerini, kapasitesini, ilgi alanlarını bilebilmesi, kendini bulabilmesi için onun üzerine titremeyiniz, hayatını kolaylaştırma işini abartmayınız.

  • Facebook

  • Twitter

  • Google+

  • LinkedIn

BENİM YAVRUM N’EYLERSE GÜZEL EYLER

Dünyadaki her şey ve herkes için geçerli kuraldır: Çoğu şey vasattır, bazı şeyler iyidir ve pek az şey muhteşemdir.
Bu yüzden sizin çocuğunuz da diğerleri gibi birçok çirkin resim yapacak, nice beceriksizlik sergileyecektir. Çocuğun yaptığı herhangi şeye, mesela bahçede top oynayan çöp adam resmine bile “muhteşem” dersek, çocuğun gerçek anlamda neyin muhteşem olduğunu öğrenmesi mümkün olmayacaktır. Çünkü ne yaparsa yapsın hep aynı tepkiyi alacak, herhangi şeyi daha iyi yapmak, bir konuda daha iyi olmak için asla gayret göstermeyecektir.
Bu nedenle anne babalar, eğer kendini geliştirmek için çaba sarf eden bir evlat yetiştirmek istiyorlarsa onun her yaptığına alkış tutmamalıdır. Çocukla iletişim kurarken daha az “aferin”, daha çok “fena değil” ve hatta “daha iyisini yapabilirsin” sözleri kullanılmalıdır.
Ayrıca size gösterdiği çalışması onun aslında yetenek gelişiminin bir tablosudur. Sizin başınızdan savıp dizinize devam etmek için göz ucuyla bakıp, "mükemmel" demenize ihtiyaçları yoktur çocuklar. Çocuğun ihtiyacı olan  iyi ve eksik yönlerini görmesi, daha iyisi için neler yapması gerektiğini, mevcut durumu hakkında gerçekci geridönütlere ihtiyaç duyarlar.

GERÇEKLERLE ARASINA MESAFE KOYMAYIN
Gerçekler acıdır. Hayat acıdır. Bu yüzden çocuğu gerçeklerden korumak için atılacak her adım çocuğa zarar verir.
Nedir bu adımlar? Mesela en sevdiği oyuncağını onuncu defa kırdı. Hemen gidip yerine yenisini almayın. Bu sefer değil. Böylece sevdiği bir oyuncakla daha dikkatli oynamayı öğrenecektir.
Öğrenmezse ne olur? Kural tanımaz bir bireye evrilir. Daima kendi kurallarını koymaya çalışır ve başkalarının da bunlara uymasını istemeye başlar. İş öyle akla gelmedik yerlere varabilir ki…

Çocuğumuzu ya koruruz ya da ona kendini korumayı öğretiriz. Dışarda ki yüzlerce insanlardan kaçı kötü sizce? Kaç kişi köşe de ağlayan bir çocuk gördüğünden yanından umursamaz bir tavırla geçer? Dünya da hala iyi insanlar çoğunluk olan taraf dostlarım. 
Ve çocuklarımızın bu iyi insanların arasında yer almasını istiyorsak, o iyi insanları tanımasına izin vermeliyiz.