Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kızı Yakında Görme Yetisini Kaybedecek Bir Annenin Hikayesi

Catrina Frost, kızı Cailee’nin bebekken çekilen fotoğraflarına baktığında göz bebeklerinden birinin merkezin dışında olduğunu görür. Cailee’nin abisi, birkaç yıl önce çok önemli görme sorunlarıyla doğmuştu. Bu yüzden dört çocuk annesi Catrina, kızı için sadece gereğinden fazla temkinli olduğunu düşündü. Ancak daha sonra bir görme testi Cailee’nin gözlerinde gerçekten de bazı sorunlar olduğunu ortaya çıkardı. Ağır miyoptu ve bir gözü ile beyni arasında ki bağlantı düzgün bir şekilde çalışmadığı için o gözün işlevini azaltan bir göz tembelliği oluşmuştu. Bunu söyleyen doktoruydu. Fakat Catrina "Annelik içgüdülerim daha fazlasının olduğunu söylüyordu." diyor. Bunun üzerine başka bir doktora götürmeye karar verir. En sonunda Cailee’ye FEVR (ailesel eksüdatif vitreoretinopati) adı verilen çok nadir görülen bir genetik bozukluk teşhisi konur. Bu, Cailee'nin 5 yıl içinde görme yetisini tamamen kaybedeceği anlamına geliyordu . California'da bir FEVR hastalığı uzmanın

10 Soruda Down Sendromunu Anlamak | +1 Fark

Birleşmiş Milletler, 11 Kasım 2011 tarihinde aldığı bir kararla 21 Mart tarihinin Dünya Down Sendromu Günü ilan etti. Böylece Down Sendromu hastalığına da önemli bir farkındalık yaratmış oldu. Tarihin özel birde anlamı var. Down hastalığının temel nedeni 21. kromzonların 2 yerine 3 tane olmasıdır. "+1" de buradan gelmekte. Birleşmiş Milletler 21 Mart (21.03) tarihini seçmesi de bu nedenledir ki çokta güzel bir düşünce. Aşağıda ki sorular da Birleşmiş Milletler'in yayınladığı deklarasyondan düzenlenmiştir. Sorularımıza başlayalım... 1-Down Sendromu nedir? En basit tanımıyla Down Sendromu bireyin vücudundaki hücrelerin 46 yerine fazladan bir kromozoma, yani 47 kromozoma sahip olmasıdır. 2-Peki ya neden 47 kromozom? İnsan vücudunu oluşturan kromozomların 23 tanesi anneden , 23 tanesi ise babadan gelmektedir. Down Sendrom'unda 21. kromozom 2 değil 3 adet olmaktadır. Bunun sonucu olarak toplam kromozom sayısı 46 değil 47 olmaktadır. 3-Down Se

Yeteneksiz Çocuk Yoktur, Keşfedilmemiş Çocuk Vardır

Yetenek birçok tanımı olan bir kavram. Ama en genel ifadesi ile; bireyin kalıtımsal olarak getirdiği, bir işi yapabilme derecesini belirleyen sınırlardır. Bir nevi yeteneklerimiz bizim için bir sınır çiziyor, çerçeve oluşturuyor. Bunu bir örnekle somutlaştıralım. Rubik küpü hepimiz biliriz. Hani şu zeka küpleri. "Zeka küpü" denmesinin nedeni yapabilen kişinin zeki olduğunun düşünülmesinden kaynaklanır. Oysa bu küpün yapılması, tamamen pratik ve ezberden geçer. Yani sistemdeki sınavlar gibi. Zekadan çok ezbere dayanır. İki kişi düşünelim, İkisine de birer rubik küp (zeka küpü) verelim. Bunlardan birincisi çok kısa sürede yaptı. İkincisi ise uzun süre uğraştı ama bir türlü yapamadı. Bu durumdan yola çıkarak birincinin rubik küp konusunda daha yetenekli olduğunu söylemek doğru olur mu? Bunu kesin bir cevap vermek zor. Ama birincinin rubik küp konusunda yetenek sınırlarını genişlettiği çok açıktır. Peki birinci nasıl daha hızlı çözdü? Bunun için birçok teo

"Küçük Ağaç" Kitabından 10 Alıntı

Kitap, yazarın küçük yaşta anne ve babasını kaybedip, Büyük babası ve büyük annesinin yanına gelmesiyle başlıyor. Başladığı andan itibaren de çocuktaki saflığı ve temizliği hissediyorsunuz kitabın her bir cümlesinde. Gözünüzde canlanıyor her an, her mutluluk ve her hüzün. Büyükleri Küçük Ağaç diyorlar ona. Yeni öğrendiği her şeyi paylaşıyor sizinle.  Kitap bize çocuk eğitimi konusunda muazzam bir kaynak . Bu yüzden her eğitimcinin, her ailenin, her çocuğun okuması gereken bir kitap. Kitap aynı zamanda bir eğitim sistemi eleştirisi yapmaktadır. Bununla beraber eğitimde yeni bir eğilimin kapılarını aralıyor. Ödül-ceza sisteminin olmadığı, çocuğun yaşayarak öğrendiği, doğrularının kadar yanlışlarının da eğitim aracı olarak kullanıldığı bir model. İşte bu muhteşem kitaptan iç ısıtacak, beyin çalıştıracak 10 alıntı; 1-   "Yalnızca arılar, ihtiyaçlarından fazlasını depolar ve bu yüzden ayılar tarafından soyulur. Paylarından fazlasını depolayan insanlar için de durum böyle

Bir Çocuğun En Büyük Silahı "Ağlamak" - Sızlanan Çocuk

Bir bebeğin dünyayla ilk sözel iletişimi ağlamaktır. Aynı zamanda bir problemini ifade edebilmesi için "ağlamak" onun en büyük yardımcısıdır. Bu basit bir "edimsel koşullanma" bağıdır. Skinner der ki bir bebek acıktığında ağlar. Ağladığında doyurulur. Bu durumda, bebeğin ağlama davranışı pekiştirilmiş olur. Yani bebek bir daha ki acıkmasında yine ağlayacaktır. Bu çok doğal bir süreçtir. Bu süreç ilerki safhalar için tehlike teşkil eder mi? Çocukluk dönemine gelen arkadaşımızın istekleri bitmek bilmez. Çünkü onda hala "imkansızlık" veya "doğru zaman" kavramları oluşmamıştır. Doğal olarak isteğinin gerçekleşmesini (mümkünse hemen gerçekleşmesini) isteyecektir. İsteği onaylanmadığında ise en önemli silahını devreye sokacaktır. Ağlamak, sızlanmak, depresif gözükmek. Peki bunu çocuğumuz nasıl öğrenir? Çocuğumuz başının sıkıştığı bir anda geçmişe yolculuk başlar. En çaresiz kaldığı anda ebeveynin en zayıf noktasından vurmayı dener ve

Çocuk Zekasına Katkıda Bulunacak 10 İpucu

Zeka, bireyin doğuştan sahip olduğu, genetik olarak kuşaktan kuşağa geçen ve sinir sisteminin işlevlerini kapsayan; deneyim, öğrenme ve çevre etkisiyle biçimlenen bir bileşim. Yani zekanın iki boyutu vardır; Kalıtım Çevre Zekanın kalıtım boyutuna müdahale etmek henüz çok mümkün değil. Ancak çocuğa sunacağımız çevresel faktörler ile onun doğuştan getirmiş olduğu potansiyeli en üst düzeyde kullanmasına yardımcı olabiliriz. Ancak bunun için fazla vaktimiz yok. Çünkü bu süreç sadece çocukluk döneminde gerçekleşebiliyor. Yani bir birey, çocukluk döneminde potansiyelini ne kadar ileriye götürebildi ise o kadar zihnin ufuklarını açmış oluyor. Peki bu maddelere beraber bakalım. 1-Uyaran Zenginliği Bebekler doğduktan sonraki zeka potansiyelini artırıcı en önemli faktör uyaran zenginliği. Uyaranların fazla olması, bebek beynindeki sinaptik bağlantılarını artırıyor. Uyaran yönünden zengin bir çevre sunmak ise başta annenin bebekle göz teması kurması, onunla konuşması, oynaması